Hayvan Davranışları ve Feromonlar

Hayvan Davranışlarının Ortaya Çıkmasında Feromonların Etkisi

Davranış, bir organizmanın çevresindeki uyarıcılara tepki biçimi olarak tanımlanabilir. Uyarıcı, bir besinin kokusu gibi basit bir şey olabilir. Bu tanıma uygun olarak, bir bakteri hücresinin yüksek şeker konsantrasyonuna doğru hareket etmesi onun davranışıdır. Bu hareket biçimi çok basit bir davranış olup bakteri yaşamıyla uyumlu çeşitli basit tepkilerden biridir ve bu tepki biçimi onun yaşaması ve üremesine imkan sağlar. Etoloji (davranış bilimi), hayvanların doğal koşullarda davranışlarını inceleyen bilim dalıdır. Hayvan davranışları incelenirken davranışın nasıl ortaya konduğu ve bu davranışın neden evrimleştiği soruları ortaya çıkar. Herhangi bir hayvan tarafından gösterilen bir davranış onun yaşam biçimiyle uyumludur ve bu davranışlar çevrenin zorlayıcı etkileriyle baş edebilmek için evrimleşmiştir.

Hayvanlar, avcı hayvanlardan kaçınmak ve yaşayacakları yeri, besin ve eş bulmak için çevrelerinden algıladıkları bilgileri kullanırlar. Bu bilgiler görsel, sesli ve kimyasal uyartılar şeklinde kodlanmıştır. Çevreden algılanan uyartılara bir hayvanın gösterdiği tepkiler, hayvanın sinir sistemi ve fizyolojik durumuyla düzenlenir. Davranış biçimlerini genetik yapı ve öğrenme etkileyebilir; içgüdü ve tecrübeler belirli bazı davranışların gelişmesinde karmaşık bir şekilde birbirleriyle ilişkili olabilir. Genellikle aynı türün diğer fertleriyle iletişim kurmak için sinyal üretilmesi, bireyin çiftleşmeye hazır olduğunu, bir besin kaynağının yerini veya habitatta herhangi bir tehdit unsurunun bulunmadığını ilettiği için hem üretene hem de algılayana evrimsel açıdan adaptif avantaj sağlar.

"Hormon taşıyan" anlamına gelen feromon, tür içi ya da türler arasındaki sosyal ilişkileri düzenleyen kimyasal madde olarak kabul edilmektedir. Hormonların aksine bu maddeler kan dolaşımına salınmayıp, bulundukları ortama salınmaktadır. Genel olarak, bir canlıdan salgılandıktan sonra aynı türden başka canlılarda haberleşme gibi birçok etkileşimi sağlayan ve davranış değişikliklerine yol açabilen kimyasal maddelerdir.

Feromonlar çoğunlukla türe özgüdür. Birçok sucul hayvan, kendi türü için özel önemi olan ve düşük konsantrasyondaki kokuyu tanıyabilecek donanıma sahiptir. Ancak farklı türler arasında da feromonlar etkileşim sağlayabilir. Avcısını kimyasal olarak algılayan deniz salyangozu Aplysia, denizyıldızının türe özgü kokusunu aldığında kaçarak uzaklaşır. Benzer şekilde, bir dişi hayvanın üreme zamanını erkek hayvanlara bildirerek onları yanına çağırmasında, karıncaların sosyal hayatlarını düzenlemesinde, kraliçe arı hariç bütün dişi arıların üremelerinin engellenerek onların işçi olarak çalıştırmasında feromonların etkilerinin olduğu bilinmektedir.

Alpysia, Aplysia californica, Ayla Sarıoğlu yazıları, hayvan feromenleri nedir, hayvan feromenlerinin davranışı
Aplysia californica

Balıklarda göçte ve üreme başarısındaki senkronizasyonda bireyleri tanıma, grup oluşturma, alarm iletişimi, ebeveyn-yavru tanınırlığı ve eşeysel cazibe gibi birçok yaşam faaliyeti feromonlar tarafından şekillenmektedir. Balıkların koku alma organlarının köpekler kadar gelişmiş olduğu ve davranış değişimi ve yanıt için koku maddelerinin sadece 3-4 molekülünün yeterli olduğu bilinmektedir. Görüş olanağı sınırlı ancak çözünmüş bileşikler bakımından zengin su ortamlarında yaşayan balıklar, oldukça gelişmiş kimyasal duyarlılık ve feromonal sinyal sistemleri geliştirmişlerdir. Sazan balığı derisi üzerindeki mukus yoğunluğu, balığın sahip olduğu aminoasit miktarıyla ilgilidir. Böylece aynı miktar besin alan balıkların kokusu birbirine benzemektedir ve az besin alan yavrularla çok besin alan erişkinler ayrı ayrı sürüler oluşturmaktadır. Diğer taraftan, yaralanmış bir yayın veya sazan balığından çıkan feromonlar alarm haline neden olur. Bu kokuyu alan diğer yayın ve sazan balıkları uzaklara kaçarlar.

Balıklar, omurgalı hayvanlar arasında üreme stratejileri en mükemmel olan gruplardan biri olarak tanımlanmaktadır. Yumurtlamaya hazır dişi çiklit balıklarından salgılanan feromonlar, erkek çiklitlerde yuva yapma ve üreme faaliyetiyle ilgili davranış değişikliklerine sebep olmaktadır. Japon balıkları (Carassius auratus), Atlantik somon (Salmo salar), gökkuşağı alabalığı (Oncorhynchus mykiss) ve pullu sazan (Cyprinus carpio) balıklarında dişiler tarafından salınan feromonlar, erkek bireylerde sperm hareketliliğinin ve sperm hacminin artmasına neden olmaktadır. Balon balıklarında (Fugu niphobles) bulunan ve kokainden 160 bin kat daha güçlü etkisi olduğu bilinen tetradoksin maddesi aslında türün üremesinde etkili bir eşeysel feromondur. Erkek ringa balıklarında (Clupea harengus pallasi) salgılanan feromonlar dişi bireyde yumurtlama davranışını tetiklemektedir. Üreme dönemi boyunca, çoğu türün erkeklerinin yumurtlama alanına bıraktığı feromonlar işgalcilere karşı bir uzaklaştırma mekanizması olarak da etki etmektedir.

Uzun mesafe göç eden balıklar bazı belirteçlerden yaralanırlar. Bunlar arasında üreme için özel bölgelerin bulunması da yer alabilir. Jeomanyetik, hidrodinamik ve kimyasal sinyaller balıklar tarafından navigasyon için kullanılabilmektedir. Salvelinus alpinus, S. trutta ve S. salar türü somonların yaklaşık beş ila yedi yıl yaşadıkları denizden üreme için doğdukları nehire dönüşleri sırasında yönlerini bulmada, dünyaya geldikleri nehirden denize göçleri esnasında ürettikleri türe özgü feromonlara ait bir çeşit hafıza geliştirdikleri bilinmektedir.

Salvelinus, Salvelinus alpinus, Somon balığı davranışı, Somon balıkları

Salvelinus alpinus
Su ortamında balıkların koku aracılığıyla birbirlerini tanımaları oldukça önemli bir konudur. Dünyada en tehlikeli 100 ekolojik canlıdan biri olarak kabul edilen yürüyen kedi balığında (Clarias batrachus), gece boyunca grubun üyelerini bir arada tutma ve sürülerde sıklaşma davranışlarının feromonlar aracılığıyla olduğu bilinmektedir.

Clarias, Clarias batrachus, kedi balığı, tatlı su balıklarıı, Nil nehri kedi balığı

Clarias batrachus


Nil (Oreochromis niloticus) ve Mozambik tilapyalarında (O. mossambicus) da feromon temelli sosyal davranışlar gözlenmiştir. Hiyerarşi kurmada, kur ritüellerinde, ebeveyn bakımında (ağızda kuluçka gerçekleştirme) feromonlar kullanılmaktadır. Sualtı organizmalarında yaşamsal davranışların ortaya çıkmasında feromonların önemi yadsınamaz. Tüm biyolojik sistemlerde feromonların üretilmesiyle ilgili dinamikler yıllık ritimlerle belirlenir. İklimsel değişimler ve çevre kirliliği biyolojik ritimlerin, dolayısıyla tür içi ve türler arası sosyal uyumun bozulmasına ve beklenmeyen hayvan davranışlarının ortaya çıkmasına sebep olabilmektedir. Feromonların insan türünün iletişimindeki önemi bir başka yazının konusudur ancak Napolyon Bonapart’ın bir savaş sonrası eşine yazdığı mektuptaki sözleri durumu özetler niteliktedir:

Savaş bitti geliyorum, sakın yıkanma!

Ayla Sarıoğlu

Kaynaklar:
1. Keeton, W.T. (2000) Genel Biyoloji 2. Palme yayınları:154
2. Ziriğ, M., Harlıoğlu, M. (2015). Feromonlar ve su canlılarındaki önemi. Tunceli Üniversitesi Bilim ve Gençlik Dergisi Cilt 3, Sayı 1.
3. Şen Ağılkaya, G., Karaytuğ, S., & Şen, İ. (2019). Balıklarda feromonlar Acta Aquatica Turcica, 15(2), 252-261.

Abonelik Formu

* gerekli yerler

Sualtı Dünyam

2017 © Copyright by Peter Salvatore