Page 25 - Tritron İlkbahar
P. 25

Çanakkale Savaşı batıklarını konumlarına göre


                                                                                                          üç gruba ayırabiliriz.İlk grupta, göğsümüze birer Zafer

                                                                                                          madalyası gibi iliştirilmiş olan 18 Mart 1915 Boğaz harbinde


                                                                                                          sulara gömülen Fransız savaş gemisi Bouvet ve İngiliz


                                                                                                          savaş gemileri Irresistible ve Ocean ile birlikte Boğaz’da


                                                                                                          yatan savaş batıklarını saymalıyız. 18 Mart’ta uğradıkları

              Savaş Karakaş                                                                               bu bozgun Müttefiklerin savaş planlarında ve dolayısıyla


                                                                                                          savaşın seyrinde önemli bir değişikliği de beraberinde

           DERİNLERDEN YANSIMALAR                                                                         getirmişti. Deniz Savaşı olarak başlayan harekatın 25


           ÇANAKKALE 107. YIL                                                                             Nisan 1915 şafağında Müttefik çıkarma harekatıyla kanlı bir


                                                                                                          kara savaşına dönmesi ve Alman denizaltılarının bölgeye



                  Her belgeselcinin bir derdi vardır;anlatmak ve                                          gelmesi Ege Denizi’nde ikinci gruptaki batık envanterinin

           dünyayla paylaşmak istediği. Belgesel hem farklı bir                                           oluşmasına sebep oldu.


           kişi,  olay ya da gerçekliğe ışık tutarken,belgeselcinin                                              Üçüncü ve son gruba da Çanakkale Boğazı’nı sessiz


           iç dünyasına da ayna olur. Çocukluk anılarımda yer                                             ve derinden geçerek Marmara Denizi’ne ulaşmayı başaran


           etmiş olan dedem Hafız Hilmi Coşkun, Çanakkale                                                 Müttefik denizaltıları ile cepheye asker ve malzeme

           Savaşları sırasında patlayan bir top mermisiyle  kolundan,                                     sevkiyatında kullanılan Osmanlı gemileri arasındaki


           bacağından yaralanmış,  elinden  sakat kalmıştı.Bu                                             mücadelenin kayıpları olan gemi ve denizaltıları koyabiliriz.


           savaş gazisinin yanmış eli,küçük  torunu için o zamanlar                                       Tüm bu batıkları derinlerde ziyaret edebilmek ve onların


           korkutucuydu. Fakat yıllar geçip özellikle dedemin hatıratını                                  sırlarına ortak olmak,  çocukluğumdan beri içimde

           okuyup anlayacak yaşa geldiğimde, “Keşke o elden                                               yaşattığım bir idealdi.  Bana“Savaş”adını koyan Çanakkale


           korkmak yerine kucağında daha çok oturup, elini daha  sıkı                                     Gazisi dedem Hafız Hilmi Coşkun’a karşı bir vefa borcuydu


           tutsaymışım” dedim.                                                                            bu.  Bu tutku beni Çanakkale Savaşı batıklarıyla başlayıp,


                  Maalesef artık dedem yoktu ve benim de onun                                             Boğazı derinliklerinde yatan Dumlupınar denizaltısına ve

           ardından yapabileceğim tek şey onun elini sakat bırakan                                        oradan da Marmara’ya taşıdı.


           İngiliz ve Fransız savaş gemilerinin mezarlığına dalarak                                              Geriye bakınca, bu yolculukta yaşadığım keşif


           Çanakkale’nin derinliklerindeki savaş makinelerini, top                                        heyecanlarını, gurur ve mutlulukları ve elbette umutsuzluk


           mermilerini filme almak oldu. Çanakkale Savaşı batıkları                                       ve yorgunlukları taptaze hatırlıyorum. Çanakkale

           üzerine belgeseller çekmeye 1997 yılında işte böyle                                            Nara Burnu’nda 84 metre derinlikte yatan Dumlupınar


           başladım.                                                                                      denizaltısına batışından tam 50 yıl sonra yaptığımız ilk
























































 Milo 3648 ton gemi istanbul – Çanakkale arasında yaralıları   Rumeli Mecidiye tabyası’nda bulunan

 taşırken E-11 denizaltısı tarafından  Akbaş’ta batırıldı.   kahraman Seyit Onbaşı heykeli


 F: Cihan Korkmaz     F: Cihan Korkmaz






 24                                                                                                                                                                                                      25
   20   21   22   23   24   25   26   27   28   29   30